POMAK AJANS Bir HABER AJANSI , ORGANİZASYON, PRODUCTION VE CASTING MEDYA SiSTEMiDiR

Krizler

M.Ö.2000 sonlarında Balkan Yarımadası'nın güneyinden gelen Hint-Avrupa sınıfına dahil "Achenler" n sonlarına doğru Slavlar kuzeyden gelerek Bizans topraklarına yerleşmeye başlar. Bulgarlar ise Hazarlardan kaçarak Bulgar-Slav bir devlet kurarlar. Bizans İmparatorluğu bu devletlere bulundukları yerlerde yerleşmeleri için izin verir. Yerleşme esnasinda Rodoplarda bulunan balto slav kavimleri smolyanlar ile catismalar baslar.  Bu devletler Bizans'tan öyle etkilenirler ki Osmanlı Balkanlara girdiğinde her yerde Bizanslaştırılmış köylülere rastlanır.
Miken uygarlığını oluşturdular. Trakya'da ise Yunanlı ya da Doryen olduğu anlaşılmayan Makedonya Krallığı M.Ö. 7 yy.da kurulmuştu. Bugünkü Arnavutluk halkı olan İliryalılar ve Tuna'nın kuzeyinde bulunan Daçyalılar (Romenler) bölgeye yerleşmiştir. 6.yy.ı
Anadolu Selçuklu Devleti beyliklere bölündüğünde Osman Bey Bizans sınırında Osmanlı Beyliği'ni kurar. Daha sonra bir devlet olarak "Fetih-Cihat" dönemi başlar. Osmanlı tahtı babadan oğula geçerken her Osmanlı padişahı Balkanlarda yeni topraklar alır. Fatih Bizans'ı aldığı gibi Balkanlardaki mirasını da almak ister. Kanuni Sultan Süleyman zamanında da Osmanlı sınırları batıda Avusturya'ya kadar uzanır.

        Osmanlı Balkanları fethedince burada Osmanlılaştırma politikasını uygular. Fatih, İstanbul'u
alınca halkı sürmüş, buraya Türkmenler, Osmanlılaşmış Slav ve Yunanlıları yerleştirir. Fatih'in varisleri de bu politikayı izler. Balkan şehirlerinin çoğu bu çeşit halk yenilemesi sürecinden geçer. Osmanlı topraklarında yaşayıp Müslüman olmayan Zimniler, hiyerarşik önderlerinin sorumluluğunda Osmanlı yasalarına ters düşmeyecek dini bir topluluk oluşur. Yahudi, Ermeni ve Rumlar bu şekilde kendilerine birer önder seçerler. Bu ulus sistemi daima kuvvetlinin yani Osmanlı'nın lehine gerçekleşir. Balkanlarda din değiştirme avantaj sağlar. Cizye yok, adil yargı, güvenlik ve malın korunması, esir ise azat olunma, loncalara üye olma, yanlızca Müslümanlara verilen haklardır.
Osmanlı İmparatorluğunda başlayan yönetim krizi 17.ve 18 nci yy.'da hat safhada dır. Daha öncesinde ise başarılı fetihler bunu gizler. Ayrıca haremde dönen entrikalar krizin oluşumunda etkilidir. İkinci Viyana kuşatmasının başarısız olması Osmanlı ilerleyişinin durduğu anlamına gelir. Bu arada Balkanlarda da karışıklıklar meydana gelir. 17 nci yy.'da Balkan köylüsünün durumu iyileşmiş, burjuva kesimi ortaya çıkmıştır. Rönesans hareketleri Balkanlara kadar sokulmuş ve etkilerini göstermeye başlamıştır. Osmanlı'nın 18.yy.daki gerilemesinin önüne geçme çabası boşunadır. Çünkü yönetici çevreler kendi çıkarları yüzünden her şeye karşı çıkmaktadırlar. Avrupa'daki sanayi inkılabı yeni dengeler oluştururken İslam devletinin psikolojik ve politik katılığı reform ve devrimlerin önüne set çeker. Aydınlanma çağını yaşayan Avrupa ya karşın Balkan ülkeleri geri kalmış bir kültüre ve yarı sömürge bir ekonomiye sahip bölgeler haline gelir. Ekonomik açıdan da Osmanlı Avrupa'ya bağımlı bir haldedir. Osmanlı hammaddesi Avrupa'ya gidiyor, mamul olarak tekrar dönmektedir. Balkanlardan Osmanlı hakimiyeti iyice zayıflar, burada paşalar kendi beyliklerini kurarlar. Ayan denilen bu beyler öyle ki diğer devletlerle iş birliği yapmaktadırlar.
Osmanlı, Balkanlarda Müslüman ve Zimnileri ulus yönetimi ile birlikte yaşatmıştır. Osmanlı politikası yeni Osmanlılaştırma, din değiştirmeye gitmeden hayat tarzını kabul etme çok yaygın uygulanır. Halk, dilini korumuş Türk gibi yaşamıştır. Buna göre gayri Müslimler ikinci planda kalmıştır. Bu sistem 17. ve 18. yy.'larda ayrılığı artırıcı bozukluklara yol açar.
18.yy. sonunda Balkanlardaki gelişmeler büyük bir fırtınayı haber vermektedir. Gerçekten Sırp ve Yunan ayaklanmaları İslam İmparatorluğundan, bir Hıristiyan devlet yaratmıştır. İlk defa Karayorgi önderliğinde ayaklanan Sırplar, Rusya ve Avusturya ile anlaşarak büyük bir isyan çıkarırlar. Ruslar desteğini çekince bu ayaklanma kanlı bir şekilde bastırılır. Daha sonra Sırp hareketinin önüne geçen Miloş dengeli bir politika izleyerek Sırp devletine özerkliğini kazandırır. İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı devleti içinde özerk bir Yunan devleti kurma amacındadır. Novarin olayından sonra Rusya' ya yeniden Osmanlı, 13 milyon Frank karşılığında 1833 yılında Yunanistan' nın bağımsızlığını tanır... DERLEME..

Bu konuda politik sentezlerime ve Yazılarıma dönem dönem devam edeceğim.. Elimden geldiğince, zaman buldukça POMAK ulusal azınlık  kavramı ile  Etnisite  ve Kimlik bunalımı paradigmasına ulusal Pomak ekseninide  dikkate alarak  Teorik  katkılar sunmaya çalışaçağım.  Si Zdrav - SAYGILARIMLA. Neşet Doğan 






  ALTTAKi RESMi TIKLAYIN