Bu gün dünyada etnik meseleler gibi suni gündemler üzerinden
yürüyen tüm aktuel – Politik tartışmaların arka planında küreselleşmenin yeni ihtiyaçlarına binaen felsefi düzeyde ortaya çıkan sorunları egemen uluslar şiddet yolunu seçerek çözmeye çalışıyor.
Modernizm ve postmodernizm belirsizliklerden yararlanarak
kendileri için fırsatlar oluşturabilecekleri yeni mecralar bulmaları bununda
etnik meseleler gibi suni gündemler oluşturarak gerçekleştiriyor. Egemen ulus yayılmacı polika karşıtlığı her ezilen, horlanan, yok sayılan, asimile edilip bitirilmek istenen halkların en demokratik hakkıdır. Pomaklar arasında zayıfta olsa bu
gözlenmektedir. Bu tür çatışmalar skolastik bir çatışma değil bilakis egemen ulusun
asimilasyon politikalarindan dolayı çıkan manüple edilen çatışmaların bir ürünüdür..
Aslında bu anlayış
herkes için geçerlidir. Herkes, kendinin etki altında olmadığını, hiçbir
baskıyı kabul etmediğini söyler. Yani bağımsızlık kişinin yaradılışında vardır.
Ancak, Ortaçağda
kölelerin sahiplerine hizmet ettiği, sahiplerinin de övgülerini aldığı ölçüde
kendilerini mutlu ve özgür olarak kabul ettiklerini düşünürsek, herklesin
özgürlük anlayışı da birbirinden farklıdır.
Oysa
yine görmekteyiz ki etnik temelli mücadelelerin verildiği ortamlarda, kişilerin
hak ve özgürlükleri daha çok ihlal edilir. Bu, bütün dünyada olduğu gibi
ülkemizde de daha barız bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Her
ülkede, tarihin her döneminde, etnik sorunlar yaşanmıştır. Bundan 3,000 yıl
önce örneğin, Komegene (Güneydoğu Anadolu’da) krallığının 1,000 yıl sonra
coğrafyasını tanımlayacak toprakların insanları, Asurlara karşı isyan edecek,
fakat bu isyan sert bir şekilde bastırılacak ve yörenin insanları
Mezopotamya’ya sürülerek, onların yerine Mezopotamyalılar yerleştirilecektir.
Asurlar, etnik sorunlarıni bir bölgenin etnik yapısını değiştirerek çözme yolu
arayan ne ilk ne de son devlettir. Yakın zamanda bile, örneğin Kurtuluş
Savaşından sonra, Yunanlılarla nüfus değiş- tokuşu yapılmış, Andolu’dan
yaklaşık 2,5 milyon Yunanlı Yunanistan'a, Trakya’dan yaklaşık 1,5 milyon Pomak
Anadolu’ya yerleştirilmiştir. Şiddete dayalı etnik hareketler
egemen ulusları daha fazla güvenlik önlemleri almaya itiyor. Ancak bir yandan
da devletler bu şiddet hareketlerini kendi bölgesel ya da küresel siyasi
hedeflerini destekleyecekleri araçlara dönüştürmeye çalışıyor.
Çözüm
Çözüm
Şiddet
içermeyen mücadele, şiddet kullanımını reddeden bir çatışma çözümü tekniğidir.
Toplumdaki her bireyin katılabileceği, daha demokratik ve özgürlükçü bir
sisteme sahip olmak gibi barışçıl amaçlar taşıyan ve bu amaca ulaşıldığında
sadece mücadele edenlerin değil toplumun tamamı için kazançlar sunan bu teknik,
şiddet içeren muadillerine göre toplum üzerinde daha etkili ve pozitif
tesirlere sahiptir.
Bu çalışmalarda daha demokratik ve özgür bir siyasi yapının
oluşturulmasını amaçlayan toplumlarda, şiddet içermeyen eylemlerin siyasi
iktidarla olan çatışma/ihtilaf çözümlerinde nasıl kullanıldığının analizi
yapılmış ve bu mücadele tekniğinin toplumsal olaylarla ilişkisi incelenmiştir.
Çalışmanın amacına ulaşmak için siyasi gücün doğası ve kaynakları hakkında
araştırma yapılmış, şiddet içermeyen mücadele tekniğinin kullandığı metot ve
mekanizmalar anlatılmış ve şiddet içermeyen mücadelede stratejik planlamanın
temel ilkeleri değerlendirilmiştir...
Bu konuda politik sentezlerime ve Yazılarıma dönem dönem devam edeceğim.. Elimden geldiğince, zaman buldukça POMAK ulusal azınlık kavramı ile Etnisite ve Kimlik bunalımı paradigmasına ulusal Pomak ekseninide dikkate alarak Teorik katkılar sunmaya çalışaçağım. Si Zdrav - SAYGILARIMLA. Neşet Doğan
Bu konuda politik sentezlerime ve Yazılarıma dönem dönem devam edeceğim.. Elimden geldiğince, zaman buldukça POMAK ulusal azınlık kavramı ile Etnisite ve Kimlik bunalımı paradigmasına ulusal Pomak ekseninide dikkate alarak Teorik katkılar sunmaya çalışaçağım. Si Zdrav - SAYGILARIMLA. Neşet Doğan
ALTTAKi RESMi TIKLAYIN