POMAK AJANS Bir HABER AJANSI , ORGANİZASYON, PRODUCTION VE CASTING MEDYA SiSTEMiDiR

Mübadele

Pomakların Mübadele ile Türkiye'ye gelişini anlamak
Sivas ve Erzurum kongrelerinde;sonra da 1920 Meclis’inde dini cemaat önderleriyle kurduğu pragmatik cepheye veLozan müzakerelerinden itibaren ve çok daha sonrasına uzanmak gerekiyor.,‘Türk, eşittir Müslüman’ formülüne tekabül eder. Etmiştir.
Nitekim, Ortodoks Türkler mi, yoksa ‘Türkofonlaşmış’ Helenler mi olduğu hálá bilinmeyen ama her halükarda ibadeti dahi Dede Korkut dilinde yapan Anadolu‘ Karamanlıları; veya tek kelime ‘ana lisan’ (!) konuşmayan Ege yöresi Helenleri sırf Hıristiyan aidiyet taşımalarından dolayı ‘Mübadele’de Yunanistan'a gönderildiler.
1915 ‘Tehcir’inden arta kalan Ermenilerin ‘Ülkeden can havli ile kaçmaları cabası.
Fakat buna karşılık, meramlarını tamamen Rumca veya Slav dillerinde anlatan ve sadece 3 yüz yıl önce Müslümanlığa gecen Türklerle hiç bir alakası olmayan Adalar Denizi Müslümanları yahut Balkan Pomakları Türkiye’ye getirildiler. Burada, karşılıklı olarak, bir ‘etnik temizlik’ değil, bir ‘dini temizlik’ vardır! O halde, yenioluşan ‘Türk’ tanımında kısmen laikleştirilmiş bir ‘imani
öğe’nin, kan bağlarından çok daha büyük belirleyicilik taşıdığını saptamak durumundayız.
Zaten de, ‘ortak İslam harcı’ sayesindedir ki, başta Kürtler ve sonra Lazlar, Çerkezler, Arnavutlar, vs., ayırımcılığı reddeden ‘Cumhuriyet kimliğini edindiler.
Oysa aksinde, 1941’in ‘Varlık Vergisi’; 1955’in 6-7 Eylül ‘pogrom’u; 1964’ün‘ Mülk Kararnamesi’, bu ‘etno dini ayar’ gayri Müslimleri vurmayı sürdürdü. Ancak bunları abartarak da ‘suçluluk kompleksi’ne kapılmak gerekmiyor
Kaotik tarih sancılarla yürür gider ve ‘ulus devlet’ de gökten zembille inmez.  BU arada, ‘İslami kesim’ gayr-ı Müslimlerin uğradığı haksızlıklara hep sustu. Hatta, kullandığı retorikte‘ Cumhuriyet İdeolojisini bile fersah fersah aştı. İşin ucu yalnız kendine dokunduğunda hoşnutsuzluk ifade etti ki, Bu Mübadele ile ülkeye gelen ve Türk olmayan Pomakları ,Giritlileri Türkleşmek’ sürecinin aslında ‘Müslümanlaşmak’la koşut bir seyir izlediği gerçeğine hasır çekti.
Dolayısıyla, eğer ortada bir ‘suç’ (!) varsa, ‘mağduriyet’ edebiyatını hep biraz nalıncı keseri gibi yontan ‘İslami kesim’ de böyle bir etnik ‘suç’a ortak olmuştur. Bununla, ‘Türk, eşittir Müslüman’ formülünden dolayı heyhat sayıları artık yok seviyesine inmiş yerli; yahut da ülkemize sonra yerleşmiş gayrimüslimlere yönelik ‘devrimleri (!) ve onlara uzantı oluşturacak dış politikaları ile  tekleştirme yöntemleri devam etmiştir.
İşin aslı nereden kaynaklanıyor

Tarihçi Gözüyle Balkan Müslümanları
Bugün başta Sırplar olmak üzere,diğer tüm Balkan milliyetçileri, Boşnakları, Arnavutları ya da Pomakları, yani etnik olarak Türk olmayan ve Türkçe konuşmayan Balkan Müslümanlarını"Türk" olarak tanımlamakta sakınca görmüyorlar. Bunun nedeni ise,etnik kökenleri ne olursa olsun, Balkanlar'daki tüm Müslümanların, birlikte yaşadıkları Hristiyan uluslardan ayrı bir "millet" olarak algılanmaları.

"Balkan milliyetçiliği Ortodoks Hristiyanların birliğini parçalarken, öte yandan tek vücut ve değişmez bir Müslüman cemaati imajı üretmiştir ve bunu da"millet" kavramı bazında görmektedir. Bir başka deyişle,Balkanlar'daki Hristiyan halklar kendi aralarında milliyetçilik kıstasına göre ayrımlar geliştirirken, öte yandan Müslümanlara, sanki bu insanlar tek birmilletmiş gibi davranmışlar ve bu yönde bir söylem geliştirmişlerdir. Bu Hristiyan uygulamasının en açık örneği, Balkanlar'daki tüm Müslümanlara, etnik kökenlerine göre bir ayrım yapmadan, "Türk" denmesidir. Bu, bölgede hala çok yaygın olan bir kullanımdır.

  Öte yandan, Balkan Müslümanlarının geneli de, Balkanlar'daki ulus-devlet oluşumları tarafından dışlandıkları için, kendilerini ayrı bir"millet" sayan bir toplumsal bilinci bugüne kadar korumuşlardır."Türk olmayan Balkan Müslümanlarının Pomakların Torbeslerin , Goranilerin  kendilerini Türklükle özdeşleştirme eğilimlerine gösterge olarak ilginç bir noktanın daha altını çizer: Maria Todorova ,  20. yüzyıl boyunca Balkanlar'dan Türkiye'ye göç eden Slav Müslümanlar (Pomaklar ,Arnavutlar dahil), Türk kimliğini benimseyerek Türk toplumu içinde asimle olmuşlardır. Bu durum, Todorova'ya göre, "Osmanlı mirasının Türk etkisine dönüşmesinin açık bir örneğidir". Kuşkusuz bu fenomen Türkiye açısından son derece önemli bir stratejik avantajdır. Ve bu avatajı en iyi şekilde kullanıp Türkiye'ye gelen Pomakları Arnavutları Türk olduklarına inandırmaktır ..  Tüm Balkanlar'da, aslında etnik olarak"Türk" olmamalarına karşın, kendilerini "Türk" olarak gören yada görmeye eğilimli büyük bir Müslüman nüfus vardır. .   
Bu konuda politik sentezlerime ve Yazılarıma dönem dönem devam edeceğim.. Elimden geldiğince, zaman buldukça POMAK ulusal azınlık  kavramı ile  Etnisite  ve Kimlik bunalımı paradigmasına ulusal Pomak ekseninide  dikkate alarak  Teorik  katkılar sunmaya çalışaçağım.  Si Zdrav - SAYGILARIMLA. Neşet Doğan 


   ALTTAKi RESMi TIKLAYIN