POMAK AJANS Bir HABER AJANSI , ORGANİZASYON, PRODUCTION VE CASTING MEDYA SiSTEMiDiR

Edebiyat


    Dilim döndüğü kadarıyla edebiyat yolu ile asimilasyon süreci egemen kültürlerde nasıl işliyor anlatmaya çalışayım. Bilmedigim konularda yazıp çizmek bana çok ters. kulaktan dolma hurafelere inanıp, gerçekmiş gibi aktaranlardan degilim. Asimilasyonun en etkili araclarından biride edebiyattır.

   İmparatorluk sınırları içindeki küçük etnik halkların, azınlıkların asimilasyonu edebiyat ve yazılı basın desteği ile ne zaman başladı .Pomaklar, Ulahlar, Torbesler, Goranciler ve diğer küçük Kafkas halklarından azınlıklar. Edebiyat yolu ile Nasıl asimile edilmeye çalışıldı.


Mehmet Kamil Paşa

1907 Pomakların vatanı Pomak Timras devleti ve ordusu yenilgiyi kabul etmiş ve dağlarda çarpışan son Pomak milislerde silah bırakarak teslim olmuşlardı. Büyük göçler başlamış ve Pomaklar artık devletsiz, vatansız, bayraksız kalmışlardı.. 5 ayrı ülkeye dağılan Pomaklar için her ülke kendine özgü asimilasyon politikası geliştirmeye başladı.

Bulgaristan Prensliği ve Osmanlı arasında Mehmet Kamil Paşa tarafından, Bulgaristan Prensi dahil Bulgar dış isleri bakanı iliya Tsanov ile  imzalanan  24 Mart 1886 tarihli bir anlaşmadır. Osmanlı Bulgaristan Prensliğine tazminat olarak Kırcaali nin yansıra Pomak Tamsrash devletinin topraklarıda verilecek  


Osmanlı ve Bulgaristan  prensliği arasında yapılan bu anlaşma ile Pomak devleti yok edilecek. Pomak göçmenleri Osmanlı alacak Pomak devleti Bulgaristan prensliğine verilerek Bulgaristan Toprakları . 94-345 Km kare olacak.

- Diğer KAYNAKLAR.

- Berlin Anlaşması Almanca, ing. Hertslet, Edward (1891), "Kanun Makaleler XV ve Berlin Antlaşması

-  Raymond Detrez: Bulgaristan, Korkuluk Press, London 1997, Tarihsel sözlük ISBN 0-8108-3177-5 , S. 437


Genç kalemler dergisi  1910

 Osmanlı ve Bulgaristan arasında yapılan anlaşma ile Pomak devleti yok edildikten sonra, Bulgaristan ın önünde engel kalmamış ve hemen ardında Rusya destekli 1912 de.  birinci. Balkan Harbi Patlamıştır.:  
Sonra Osmanlı Topraklarına gelen    Pomak göçmenler için süreç başlamıştır.
İlk önce Selanik te  Genç kalemler dergisi  1910 Milli edebiyat akımı . tek dil tek millet ve dilde sadeleşme. Milli lisan Hareketi. Adıyla da anılır. Milli benliğe dönüş.  Milli bilinç, gelenekler, görenekler, fedakarlık, yardım severlik, marazi olmayan tabi aşk duyguları temalarını  isliyordu Genç kalemler dergisi  .
      İkinci meşrutiyet nesli tarihi yeniden canlandırır  Mehmet Akif Türk İslam tarihini, Ziya Gökalp Eski Türk Tarihini, Yahya Kemal Selçuklu ve Osmanlı Tarihini islerler.  Siyasal Osmanlıcılığa tepki olarak Eski Türk tarihide ilgi alanlarındadır.  Milli edebiyat akımının öncülerinden Ömer Seyfettin hikayeleri  o dönemin  bütün asimilatik karakteristiğini barındırır. Hemen Hemen herkes Türkün düşmanıdır. Hıristiyanlar, Yahudiler bas düşman, içeride ise Boşnaklar, Pomaklar, Arnavutlar, Çerkezler, Çeçenler, Lazlar en tehlikeli iç düşmanlardır. Amerika yeni düşman, Rusya Eski düşman. Cin en eski düşman. Yunanistan ezeli düşman..
Fakat içerideki Boşnaklar, Pomaklar, Arnavutlar, Çerkezler, Çeçenler, Lazlar en tehlikeli iç düşmanlardır.  Haindir ve her an sırtımızdan vururlar konularını işlemektedir.. Özetle beyaz lale kitabında vurguladığı gibi Kurtuluş Dış Düşmana Karşı her an tetikte olmak iç düşmanları da zaman içinde eritip temizlemektir.
Behçet Kemal Çağlar 1913
Daha sonraki dönemde Turan idealleri gündeme gelecek ve ilk kez Romana yansıması Halide Edip Adıvar ın Ziya Gökalp in etkisinde kalarak kaleme aldığı  Yeni Turan kitabıdır. (1912) 
Müfide Ferit Tekin  Anadolu dışındaki Türkleri Kucaklamak ve içerdeki Düşmanlar Boşnaklar, Pomaklar, Arnavutlar, Çerkezler vs küçük azınlıklarıda ülkeden kovmak, Kovulanlar  yerine dış Türkleri yerleştirmek gibi temalara değinmiştir.  ( Aydemiri Kitabi 1918 ) devamında Ahmet Hikmet Müftüoğlu ( Gönül Hanim Kitabı 1920 ) aynı temalarla. devam etmiştir. 
Cumhuriyet döneminde gelindiğinde ic düşman, dış düşman herkes düşman temaları yerine Türkçülüğü Osmanlı, Selçuklu dan kopararak bayrak ile sembolize etmiş ve kökleri orta asyaya taşımakta çok zorluk çekmemiştir.
Eski Türkleri, Moğolları, Uygurları öven  edebiyata yönelmiştir.  Tabiî ki düşmansız olmaz bu isler Eski düşmanlarıda isin içine katip yeniden müsehhas realite edebiyatı geliştirmiştir. Mehmet Kaplanın  ifadesi ile insanlık diye bir sey yoktur milletler ve diger milletler vardır. Sınırlarımızda dışarı cıktınızmı karşınıza Şairlerin tasvir ettiği insanlığı  değil, bize düşman başka milletleri bulursunuz. Der.. Orta asya temalı Cumhuriyet dönemi edebiyatında. çinliler, Yunanlılar ( Rumlar) Ermeniler, Kürtler Bulgarlar, ve Ruslar Milli edebiyat akımının çeşitli yazarları tarafından dönem dönem düşmanlık dereceleri, yerleri, yani kötülük kavramları değiştirilerek işlenirler.
Böl yönet özdeyişinin Mucidi Çinliler. Orhun yazıları örnek gösterilerek ve hayali kahramanlar
tasvir edilerek kurgulanır. Çin imparatorunun kızı, orta asyalı bir kahramana asık olur vede sonra çinliler ülkeyi bölük pörçük  bölerler. Moğolların Cengiz hanı , Kafkasların Tamburlandı ( Timur), kazandıkları askeri zaferler sahiplenilir orta Asya ile edebiyat özdeşleşmesi yolları aranır.. Bu bir türlü Tutmaz çünkü Moğollar ve Kafkaslar sarı Asya ırkından, Anadolu’daki Türkler beyaz ırktandır. Irklar arası hiç bir benzerlik ve bağlantı yoktur..  Orta asya edebiyatı Politik olarakta rağbet görmez nedeni ise Beyaz ırktan olan Türkler Asya değil Avrupa ırkındandır. Ve Türkleri Asyalı yerine avrupalı yapan bir edebiyat türü geliştirilmelidir.. Behçet Kemal Çağlar   ve diğer edebiyatçılar Türklerle hiç bir benzerliği ve akrabalığı olmayan sari orta Asyalı irkin savunucuları yerine temiz ari bir Avrupalı Türk tipi öne çıkarır.Bunun için  Türk Ocakları kapatılır yerine Halk Evleri açılır ( 1932 ), Enver Behnanın Kitabı ( Sapolyanın Destanları) ile Gilgamıs destanı işaret edilir. İskender Fahrettin ( Bir güneş doğuyor ( 1933) ve ( Sümer Kızı )  Romanlarında Orta asya edebiyatı  terk edilmiş yerine Sümerler, Akatlar, Etiler gibi eski anadolu uygarlıklarına dönüş yapılmış  eski Anadolu uygarlıkları konu edilmiş Türklüğü Anadolu’ya çekme yöntemleri aranmaya başlanmıştır. Böylece Anadolu’daki Türk tarihi Selçuklulardanda önce hatta milyarlarca yıldır var olduğu da empoze edilecektir. Bunun için yeni bir kimlik yaratmak gereklidir.Yapılmak istenen yeni kimlik yeni bir tarihinde icadıdır. Bu dönemde tarihçiler, Politikacılar ve edebiyatçılar birbirleri ile çok gergin çelişki ve sürtüşmelere girerler 
Mongol

Son dönem edebiyat Modern tarzda yeniden değiştirilme ve revize edilmesi gerektiğinden yeni kurumlar açılmış ve ilkelerde değişikliklere gidilmiştir. Türk Tarihini, dil, din, ruh sekil, kültür birliği olmayan. Etiler, Sümerler, Akatlar gibi eski Anadolu uygarlıklarına bağlama edebiyatıda  fos çıkmış yeni modern edebiyatın geliştirilmesi için bir daha kollar sıvanmıştır.  Entelektüel modern kültür edebiyatı yüzünü yeniden batıya dönmüş iç düşman, dış düşman, yan düşman edebiyatı terk edilmiştir.
Fakat Aynı dönemde Bol düşmanlı edebiyat yapan Hüseyin Namık Orkun, Nihal Atsız, Haluk Cemil Tanyu gibi edebiyatçıların ekseninden tamamen çıkılmış bu edebiyat türüde asimilasyona zarar vereceğinden dışlanmıştır.  Bol düşmanlı edebiyatçıların yerine Necip Fazıl Kısakürek in başını çektiği Türk-İslam sentezci bir edebiyat alternatif olarak politik açılımda yerini almış fos çıkan Orta asya, yada eski Anadolu uygarlıklarını sahiplenme ve Bol düşmanlı edebiyata paralel  olarak gündemde kalıcılık sağlamıştır. 
Çok partili dönem  edebiyat dergilerinde ise tümü sentezlenmiş daha çok tarihi romanlara yönelinmiştir.  Oğuz Özdeş, Murat Sertoğlu, Bekir Büyükarkın, Yeşim Rakip Sevki, Ali Kemal Meram, Ayhan Başoglu, Sevda Sezer, Ziya Hanhan gibi edebiyatçılar. Geçmiş dönemdeki bütün edebiyatları sentezlemek için 2. dönem modern ama eski bir edebiyat türü geliştirmişlerdir. Bu dönemin en tutarlı edebi anlamda Tarık Buğradır. Konuya hakim ve az düşmanlı, sarı orta Asya ırkından uzak , Etilere, Sümerlere, Akalara, Mayalara, inkalara ve azteklere uzanan Türk kimliğini daha derli Toplu bir sekle büründürerek daha mantıklı bir Türk  kimliği arama edebiyatına doğru dümen kırmıştır. Tarik Buğranın benim için önem taşıyan ( Küçük ağa 1964 ) ve ( Osmancık 1983 ) Bu edebiyat türü ise artik son dönem edebiyatıdır..

Bu konuda politik sentezlerime ve Yazılarıma dönem dönem devam edeceğim.. Elimden geldiğince, zaman buldukça POMAK ulusal azınlık  kavramı ile  Etnisite  ve Kimlik bunalımı paradigmasına ulusal Pomak ekseninide  dikkate alarak  Teorik  katkılar sunmaya çalışaçağım.  Si Zdrav - SAYGILARIMLA. Neşet Doğan